İyi kalite AMPLİFİKATÖR yapımında yanlış bilinenler ve ipuçları.

Başlatan Mr_YAMYAM, 05 Mayıs 2017, 19:38:34

Mr_YAMYAM

Konu başlığımız her ne kadar amplifikatör yapımı olsa da, esasen herhangi bir cihaz yapım tekniği de aynı katagorilerde incelenmektedir.
Bir tıbbi cihaz olsun, bir PC olsun, hatta aklımıza gelmeyen herhangi bir cihaz olsun, belli yapım teknikleri bulunmaktadır.
İşte bu teknikleri detaylıca inceleyip, konu ile ilgilenen arkadaşlara yol gösterebilmeyi amaçlamaktayım.
Bir ampli yapımında öncelikle yanlış bilinen bazı kavramlardan bahsetmek istiyorum.
Çoğu kişilerin bildirmiş olduğu üzere.
Efendim ben LAMBALI amplifikatör yaptım, sesi çok sıcak.
Efendim ben 100W lık bir transistörlü ampli yaptım sesi çok harika.
Efendim ben LM3886 ile çok güzel bir ampli yaptım. Gümbür gümbür çalıyor.
Burada bahsi mevzu olan şey, bir cihazın yapımında kullanılan, ister lamba teknolojisi olsun, isterse modern yarı iletken teknolojisi olsun asla ses üretmedikleridir. Yani bu gibi elemanlar kendi kendilerine ses çıkartmazlar, kendileri bir ses üretmezler. Bu elemanlar ses frekanslarını, tasarım kriterleri dahilinde sadece yükseltirler.
Yani ister lambalı olsun isterse yarıiletkenli tasarımlar olsun tek bir amaca hizmet etmektedirler, AC GERİLİMLERİ YÜKSELTMEK.
Bahsedilen bu AC gerilimlerin yükseltilmesi işlemi belli frekans aralığında yapılmakta olduğu için, yükseltilen bu frekansların da belli bölgelerde ve belli değerlerde olması şiddetle gereklidir.
İşte bu frekansların yükseltilme işlemine kısaca FREKANS KARAKTERİSTİĞİ denilmektedir.
Bir yükseltici ses frekansı tekniğindeki kulağa hitap eden tüm frekansları eşit şekilde yükseltebilmeli ve yük unsuruna bağlı kalmaksızın ilgili yüke (HOPARLÖR) eşdeğer seviyede verebilmelidir.
Eğer belli frekanslarda kazancımızın artırılıp azaltılmasını istiyorsak, bu işlem için yükseltecimizin önüne ön devreler (Ton kontrol EQ veya BPF gibi) yaparak, amplimizin kazancını belirlenen bölgelerde değiştirebiliriz.
Bir diğer unsur ise bozulma oranı (DİSTORSİYON) dır.
Günümüz modern yarı iletkenlerinde bozulma oranı hemen hemen binlerde ve hatta onbinlerde gibi rakamlarla ifade edildiği için bu konuya fazlaca değinmenin anlamı yoktur. Zaten en pahalı hoparlörleri bile kullanıyorsak sinyallerdeki bozulma seviyemiz %1-%2 lerin daha aşağılarında olmayacaktır.
Ancak tasarımda yapılan ciddi hataların da bozulma faktörüne doğrudan etki ettiği için, ayrıca aşırı sürülme gibi unsurlarda ön devrelerin de aşırı bozma yapması ve harmoniksel sinyallerin fazlaca ortaya çıkmasına sebebiyet verdiği için, elbetteki bu konudaki tasarım değerlerinin ve ölçümlemenin çok çok dikkatlice yapılması gerekmektedir.
En önemli unsurlardan birisi olan GÜRÜLTÜ faktörü ise belli başlı bileşenlere bağlıdır. esasen çok çok eski teknoloji olan LAMBALI teknolojinin gürültü konusundaki özellikleri tartışılmazdır. Ancak yanlış tasarlanan ve tekniğine uygun olarak yapılmamış hesaplamalar, lambalı da olsa bir cihazın kalitesine büyük etki etmektedir.
İşte bizler konumuzda bu gibi yanlış bilinen bazı değerleri tartışarak doğru tasarım ile iyi bir ampli (Cihaz) yapmaya çalışacağız.
Konuda örnek teşkil etmesi açısından kendi projemden bazı örnekler sunacağım.
İLK UNSUR. KUTU ve TAŞIYICI AKSAM.
Bir cihaz bir kutu içerisinde değilse o cihaza cihaz demek doğru olmaz. Sadece elektronik bir devre olarak adlandırabiliriz.
Bununla birlikte bir kutunun cihaz yapımında aktif işlevleri de bulunmaktadır.
[attach]8182[/attach]
[attach]8184[/attach]
Çok büyük emeklerle bu şekilde hazırlanmış bir kutu sizce sadece göze hitap ettiği için mi önem arzetmektedir?
Bir kutunun teknikteki açıklaması SHIELD yani ekranlama anlamına gelen ŞASE demektir.
Neleri ekranlar.
Öncelikli olarak havadan yayılan elektromanyetik dalgaların ekranlanması içindir. Eğer bu işlem tekniğine uygun yapılmazsa cihazımız havadaki her türlü elektromanyetik dalgayı yükseltecek, böylece duyulabilir veya duyulamaz frekans bölgesinde istenmeyen frekansların yükseltilmesine sebebiyet verecektir. Sesin orijinal halini bozabilecek ve ortaya hiç te beğenilmeyen bir ses ortaya çıkacaktır. Özellikle kazanç faktörünün yüksek olduğu ve giriş empedansının yüksek olduğu tasarımlarda, kutuların önemi oldukça büyüktür.
Kutunun malzeme cinsi ise belli teknik kriterlere bağlıdır.
Alçak frekanslar için en ideal malzeme yumuşak demirdir. Eğer daha fazla bir manyetik koruma gerekli ise silisyumlu saclar bu iş için en ideal seçenektir.
Yüksek frekansların ekranlanmasında ise temelde BAKIR en ideal olsa da alternatif olarak ALUMİNYUM tercih edilmektedir.
Alüminyum kutulamada haricen ön devrelerde sac shield kullanılması da gerekebilmektedir.
Bir ikinci önem arzeden unsur ise besleme devresidir.
Besleme devrelerinin önemi tartışılmazdır. En ideal besleme pil,akü gibi kimyasal üreteçler olsa da bir cihazı pille çalıştırabilmek herzaman mümkün olmamaktadır.
Üstelik konumuzda işlediğimiz amplifikatör gibi bir cihaz ise, elbette belli bir güç gereksinimi olduğundan dolayı pek ta olası olmamaktadır.
Örnek cihazımın ana güç devresi için tasarlanan besleme devresi.
[attach]8186[/attach]
Evet biraz abartılı olduğunu kabul etmem gerekir :))
Zaten çoğu arkadaşımızın en büyük yanılgılarından birisi de budur.
Ana kondansatörlerin değeri ne denli büyük olursa o denli ses temiz olur.
Halbuki benim daha önceki tasarımlarımda hemen hemen 4700uF tan daha büyük bir kondansatör kullanmamıştım. Eğer kullandığım kondansatörler LOW-ESR değilse elbette bir adet daha parelel bağlayıp kullandığım olmuştur. Çünkü esasen bir amplinin ana besleme devresindeki kondansatörlerin değerinin büyük olması o cihazdaki HUM sesinin bastırılmasında büyük etken değildir.
Bu mevzuu ile ilgili olarak daha önce sökmüş olduğum orijinal bir cihazın ana besleme kondansatörlerini görüntüledim.
[attach]8188[/attach]
Bu besleme devresi 2X50W güç üreten SONY marka bir amplinin besleme kondansatörleridir.
Görüldüğü üzere sadece 4700uF değerinde ve hatta çok ta kaliteli diyemeyeceğimiz (LOW-ESR değil) kondansatörlerden konulmuştur.
Ama bu cihazı dinlerken en son seste bile herhangi bir HUM veya istenmeyen ses bulunmuyordu.
Bu gibi orijinal cihazları incelediğimizde hemen hemen benzer değerlerde kondansatör kullanıldığını sizler de görebilirsiniz.
Benim incelemiş olduğum ampliler içerisinde en yüksek çıkış gücüne (2X80W RMS)sahip olan bir üretim de TECHNICS SU-V4 idi ve ana kondansatörleri sadece 6800uF idi.

ozgurece

Mr_YAMYAM Hocam SU-V4A  Anfinin orjinal kapasitörleri ve buda sizin projede kullandığınız kapasitörler, ben bu power kapasitörleri kaliteli olanlarla değiştirmek istiyorum. 10000 lik ler hiç fena olmaz .



Mr_YAMYAM

Senin amplideki besleme devresi koruma devresi ile birleşik.
Bu yüzden 4700uF lardan 2 şer adet kullanıştım.
Esasen ampliyi ilk yaparken tecnicsten söktüğüm ya da bendeki kaliteli 10.000 liklerden kullanmak istemiştim ama devre değişince mecburen 4700 leri kullanmak zorunda kalmıştım.
Sendeki devreye bu kondansatörler sığmadığı için mecburen onları kullanmak zorundasın.
Ama illa kaliteli olanlardan isterim dersen elimde tam senin devreye uygun 3300uF low-esr kondansatörlerden var.
Dilersen sana 4 tane göndereyim yerine tak.
Ama yine de fark olmayacaktır.

ozgurece

Fark olmayacaksa o zaman gerek yok Onursal Hocam ben yukarıdaki konuda yazdıklarınızda "kondansatörlerin değeri ne denli büyük olursa o denli ses temiz olur." yazmışsınız o nedenle sordum.

Mr_YAMYAM

Alıntı yapılan: ozgurece - 05 Mayıs 2017, 21:09:59Fark olmayacaksa o zaman gerek yok Onursal Hocam ben yukarıdaki konuda yazdıklarınızda "kondansatörlerin değeri ne denli büyük olursa o denli ses temiz olur." yazmışsınız o nedenle sordum.
O anlatımım yanlış bilinenlere hitabendir :))
 
Alıntı YapZaten çoğu arkadaşımızın en büyük yanılgılarından birisi de budur.

Ana kondansatörlerin değeri ne denli büyük olursa o denli ses temiz olur.
Çoğu kişi o kondansatörlerin değerini artırmakla HUMM sesinden kurtulacağını sanmaktadırlar.
Halbuki o kondansatörlerin değerinin HUMM sesi ile ilgisi yoktur. Kondansatörlerin değeri, max güçte en ideal ripple değeri için belirlenir.

Kayserihas

Merhaba
Ben biyoloji bolumunde hocayim. Yaban Hayati ile ilgili calisiyorum. frekansı 10 -100 khz aralığında ürettiğimiz sesleri yükseltmek istiyoruz, en az 200 m uzaga iletmek istiyoruz. ancak bunun için uygun bir trafo bulamadik bu konuda bize yardimci olanilirmisiniz veya yardim edebilecek birini onerebilirmisiniz. Bu konuda yardimci olursaniz cok memnun alacagim. Selamlar
Abdullah

Mr_YAMYAM

Alıntı yapılan: Kayserihas - 06 Mayıs 2017, 17:40:22Merhaba
Ben biyoloji bolumunde hocayim. Yaban Hayati ile ilgili calisiyorum. frekansı 10 -100 khz aralığında ürettiğimiz sesleri yükseltmek istiyoruz, en az 200 m uzaga iletmek istiyoruz. ancak bunun için uygun bir trafo bulamadik bu konuda bize yardimci olanilirmisiniz veya yardim edebilecek birini onerebilirmisiniz. Bu konuda yardimci olursaniz cok memnun alacagim. Selamlar
Abdullah
Teknik olarak edinmiş olduğunuz bilgiler yanlış olmuş.
Bu sebeple isteğiniz de yeterince bilimsel olmamış.
10-100KHz arasında binlerce frekans olabilir. Hangilerini veya hangisini yükseltmek istiyorsunuz?
200m uzağa hangi yolla iletmek istiyorsunuz? Havadan veya özel iletkenler gibi.
Konumuz bilindik audio amplifikatörler olduğu için sizin konunuzla ilgili değildir.
Başka bir konu başlığı açıp teknik olarak isteklerinizi detaylı açıklayabilirseniz yardımcı olmaya çalışırım.


Adnancoskun

Alıntı yapılan: Kayserihas - 06 Mayıs 2017, 17:40:22Merhaba
Ben biyoloji bolumunde hocayim. Yaban Hayati ile ilgili calisiyorum. frekansı 10 -100 khz aralığında ürettiğimiz sesleri yükseltmek istiyoruz, en az 200 m uzaga iletmek istiyoruz. ancak bunun için uygun bir trafo bulamadik bu konuda bize yardimci olanilirmisiniz veya yardim edebilecek birini onerebilirmisiniz. Bu konuda yardimci olursaniz cok memnun alacagim. Selamlar
Abdullah

ürettiğiniz sesler ne sesidir hocam?
örneğin herhangi bir hayvana ait ses kaydını bir hoparlör yardımıyla 200 metre mesafe uzaklıkta işitilecek şekilde etrafa yaymak mı istiyorsunuz?
ürettiğiniz ses sabit frekanslı bir osilasyon sesimidir?

Trafo aradığınıza göre, bu hat trafosu mu?
Tanrı Türk'ü Korusun ve Yüceltsin.

Mr_YAMYAM

Cihazımızın yapım aşamasında dikkat edilmesi gereken bir unsur daha vardır.
Hangi devre kartının nerelere yerleştirileceği, dolayısı ile belli bir montaj planı dahilinde devre kartlarının yapım aşamasından itibaren hesaplanması gereken bir unsurdur.
Bu konuda genel bir standart olmamakla birlikte, ön devrelerin manyetik alanlardan etkilenmemesi için ana trafodan uzaklara yerleştirilmesi hususudur.
Çoğu arkadaşlarımızın karşılaştığı HUM sorununun sebelerinden birisi de budur.
Her ne kadar örnekte gösterilmiş cihazın trafosu manyetik olarak kaplanmış olsa da devre kazancına göre çoğu devreleri etkileyebilmektedir.
Genel yerleşim planı dahilinde ön hazırlıklar.
[attach]8192[/attach]
[attach]8194[/attach]
[attach]8196[/attach]
Yerleşim planında pre state ground ve power state ground noktalarının tesipiti ve hesapları da yapılmalıdır.

ozgurece

Elinize sağlık Onursal Hocam Güzel görünüyor .Trafoyu yeni sardırdınız sanıyorum, ama Anfinin daha çok işi var.

Mr_YAMYAM

Alıntı yapılan: ozgurece - 08 Mayıs 2017, 13:32:03Elinize sağlık Onursal Hocam Güzel görünüyor .Trafoyu yeni sardırdınız sanıyorum, ama Anfinin daha çok işi var.
Trafo eski bir cihazdan sökülmüş orijinal bir trafodur.
Bu özelliklerde bir transformatör sardırmak günümüzde pek mümkün görünmüyor.

Mr_YAMYAM

POWER PLANE ve KÜÇÜK HESAPLAMALAR.
Daha önceki yazılarımda power plane uygulamasından bahsetmiş ve örnekler vermiştim.
https://elektronikprojeler.com/index.php/topic,4488.0.html
Bir çok eleştiri ve hatta hakaret seviyesine varan yazılarla karşılaşmama rağmen en basit ve uygun kalitede olan bu yöntem  oldukça işlevsel ve hatta teknik olarak oldukça üstün bir yöntemdir.
Şunu unutmayalım.
Her devredeki akımların ortak bir dönüş noktası vardır ve bu dönüş noktası SİSTEM SIFIR NOKTASI'dır.
Sistem sıfır noktasına ulaşması gereken akımlar, örnekteki POWER PLANE üzerinden akıtılabildiği gibi, ayrı ayrı iletkenlerle de akıtılabilir. Ayrı iletkenlerle akıtılması, her bir iletkenin göstermiş olduğu omik direnç ve endüktif direnç doğrultusunda karmaşa yaratacak ve çözülmesi gerekecektir.
[attach]8230[/attach]
Hangi elektronik devre olursa olsun tek bir mantığı bulunur.
Besleme devresindeki potansiyel fark. devre üzerinden akarak, yine besleme devresindeki sıfır noktasına gelmektedir.
Burada bahsedilen SIFIR NOKTASI toprak hattı değildir. Sistem tasarımında belirlenmiş olan SIFIR POTANSİYEL FARKI'dır.
Bir örnekle açıklamak gerekirse.
Pil ile çalışan basit bir devre bile olsa pilin + (artı) ucuna ya da - (eksi) ucuna asla burası sıfırdır diyemeyiz. Sistem sıfır noktasının belirlenmesi sadece devre tasarımı ile ilgili olup. hangi bağlantıların SIFIR POTANSİYELDE OLMASI GEREKTİĞİDİR.
Yani pil ile çalışan basit bir devrenin pile bağlanan eksi ucu da sıfır noktası olabilir artı ucu da. Hangi ucun sıfır noktası olduğu ise kullanılan elektronik ekipmanların teknik özellikleri ve dolayısı ile tasarım özellikleri doğrultusunda belirlenmektedir.
Günümüz çoğu elektronik devre eğer tek beslemeli ise genellikle eksi polarite sistem sıfır noktası olmaktadır.
Split supply sistemlerde ise sistem sıfır noktası zaten iki potansiyel farkın ortak ucu olacaktır.


RESİMDE KAHVERENGİ HATTA DİKKAT !
Bu hat devrede kullanılan iki ayrı gerilim kaynağının birleştiği noktaların arasını ifade etmektedir.
Bilirsiniz ki çift gerilim kaynağı dahi olsalar iki ayrı besleme ünitesi birbirleri arasında oldukça fazla gerilim farkı olabilmektedir.
Bu gerilim farklarının ortadan kaldırılabilmesi için en kısa yoldan birleşmelidirler.

kifvet


Mr_YAMYAM

Alıntı yapılan: kifvet - 30 Mayıs 2017, 13:45:59Bu amfinin çatısı daha kapanmadı mı ya bi dinlesek artık =D
Çatının kapanabilmesi için ön panelde daha çok yapılması gereken şeyler var.
FUNCTION tuşları için açılması gereken 5mm ye 70mm uzunluğundaki delik şimdilik çare arıyor. Haliyle bu iş için de yeni bir CNC işlemi gerekiyor.
Üstelik her bir kartın ayrı ayrı test edilmesi gereklidir. Bu işlem ise kolay değildir.
[attach]8255[/attach]
Al bak ta gözün goğnün ışılasın :D

kifvet

Alıntı yapılan: Mr_YAMYAM - 30 Mayıs 2017, 14:15:04Çatının kapanabilmesi için ön panelde daha çok yapılması gereken şeyler var.
FUNCTION tuşları için açılması gereken 5mm ye 70mm uzunluğundaki delik şimdilik çare arıyor. Haliyle bu iş için de yeni bir CNC işlemi gerekiyor.
Üstelik her bir kartın ayrı ayrı test edilmesi gereklidir. Bu işlem ise kolay değildir.
[attach]8255[/attach]
Al bak ta gözün goğnün ışılasın :D


Vayy gösel olmuş yamyam abi :D
Bende emekli olup böyle şeylerle uğraşsam artık on numara olacak.

Mr_YAMYAM

Alıntı yapılan: kifvet - 30 Mayıs 2017, 22:52:18Vayy gösel olmuş yamyam abi :D
Bende emekli olup böyle şeylerle uğraşsam artık on numara olacak.
Emekli olmadan da uğraşabilirsin. Üstelik emekli olmadan daha fazla harcama yapabilirsin.
Esasen bu amplinin tek bir yapım sebebi vardı.
Plaklarımı digital ortama aktarmak.
Bu iş için yıllar önceden plan yapmış olmama rağmen bir türlü başlayamamıştım. @ozgurece  'nin Technics amplisini modifiye edince bende gudurtular ve gıbızlanmalar başlamıştı.
Başka preampli yapmış olsam da ampli içerisinde olmayınca hoşuma gitmiyordu. Esasen hem kayıt seviyesini hem de çıkış seviyesini rahatlıkla görebilmeliydim.
Kendi tasarımım olan bu RIAA PHONO PRE-AMPLIFIER devresi bu ampliyi bu şekilde tasarlamamı gerektirdi. Çünkü plaklarımın kaydını yaparken aynı amanda da iyi bir dinleme ve ölçme yapabilmeliydim.
Sonuçta bu ampliyi yapmama sebep olan tasarımım aşağıdaki devredir.
[attach]8257[/attach]
[attach]8259[/attach]
[attach]8261[/attach]
[attach]8263[/attach]
Sakın böyle bir devre yapmaya kalkışmayın. İliğim kurudu bu devre tasarımı için.
Eh madem ampliyi tasarladık, elimdeki bazı eski video bandları da digital ortama aktarabilirim elbette.

Hızlı Yanıt

Not: Bu konu bir moderatör tarafından onaylanmadan görüntülenmeyecektir.

Adı:
E-Posta:
Doğrulama:
Lütfen bu kutuyu boş bırakın:
IRFP250 Nedir:
kısayollar: göndermek için alt+s veya önizleme yapmak için alt+p'ye basın